İzmir’in Selçuk İlçesinde Yaşanan Yangın Felaketinde Yaşamını Yitiren 5 Kardeşin Hikayesi
İzmir’in Selçuk ilçesinde evlerinde çıkan yangında bir ile beş yaşları arasındaki beş kardeşin hayatını kaybetmesi, Türkiye’de büyük bir üzüntüye neden oldu. Bu trajedi, ülkede yoksulluk konusunu yeniden gündeme getirirken, aile hekimleri de yoksul ailelerin doğum kontrol yöntemlerine ulaşamadığına dikkat çekti.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şube Kadın Sekreteri Sibel Uyan, yaptığı açıklamada, “Sağlık Bakanlığı, doğum kontrol yöntemlerini kısıtlı bir şekilde dağıtıyor. Rahim içi araç (RIA) takılması da oldukça sınırlı. Doğum kontrol hapları ise neredeyse hiç verilmiyor. Aylık ve üç aylık iğneler ise zaman zaman verilmiyor veya yer değişikliği yapılıyor. Aşılar da eksik. Bu durum, koruyucu sağlık hizmetlerinde bakanlığın uzun süredir yetersiz kaldığını gösteriyor. Bu, birinci basamak sağlık hizmetlerine sağlanan desteğin yetersiz olduğunu gösteriyor. Sağlık sistemindeki bu eksiklikler, politik kararların sonucudur” dedi.
Eskiden 15-49 yaş arası kadınlarla yapılacak konuşmalarda gebelik konularını rahatlıkla ele alabildiklerini belirten Uyan, artık durumun farklı olduğunu vurgulayarak, “Öneriler sunabilir, kişiye hangi yöntemin uygun olduğunu söyleyebilirdik. Ancak şu anda yardımcı olma noktasında değiliz. Doğum kontrol yöntemleri oldukça pahalı. Asgari ücretle geçinen biri için bu yöntemleri uygulamak imkansız. Spiral takılmasını önerirseniz, birçok yan etkisi olduğunu biliyoruz. Herkes için uygun olmayabilir” şeklinde konuştu.
‘Sağlık Okur Yazarlığının Artırılması Gerekiyor’
Uyan, “Sağlık okur yazarlığının artırılması, doğum kontrol yöntemlerinde kişiye destek olunması önemlidir. İktidarın doğum yapma konusundaki politikalarını biliyoruz. Biz ise ‘Bakabileceğin kadar çocuk’ diyoruz. Ancak iktidarın bu konuda farklı bir yaklaşımı var. Aile planlaması malzemeleri dağıtmıyorlar. Bu, aslında iktidarın istediği bir durumdur. Sağlık Bakanlığı tam olarak görevini yapmıyor, Aile Bakanlığı da yardımcı olmuyor. İzmir’de çocuklarını kaybeden bir kadın, bu noktaya gelinmesine tepki gösteriyor” şeklinde konuştu.
‘Tıp Dışı Uygulamalar Endişe Verici’
Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu (TTB-AHEK) Başkanı Emrah Kırımlı, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “İktidarın ‘çok çocuk’ politikası nedeniyle son altı yıldır aile planlaması malzemeleri dağıtılmıyor. Ancak Türkiye’nin nüfus politikalarına bakıldığında, doğurganlık oranında herhangi bir artış görülmüyor. Ekonomik kriz döneminde kimse çocuk sahibi olmaya cesaret edemiyor. Üreme sağlığı malzemelerine ulaşamayan yoksullar, sağlık hizmetlerine merdiven altı yöntemlere başvuruyor. Bu durum, yoksul grupların doğurganlık kontrolünü zorlaştırıyor. Sağlık sorunlarına yol açabilecek tıp dışı uygulamaların yapıldığını duyuyoruz” dedi.
Kırımlı, “Geçmişte kişinin sağlık durumuna uygun doğum kontrol yöntemlerini belirlerken danışmanlık hizmeti sunardık. Ancak artık kimse danışmanlık almıyor. İnsanlar bilinçsizce doğum kontrol yöntemleri kullanıyor. Parasız olanlar düzgün sağlık hizmeti alamazken, malzeme eksikliği doğurganlığı plansız hale getiriyor. Değer verilmeyen kadınlara plansız çocuk sahibi olma yükü yükleniyor. Bu durum, sağlıksız doğum kontrol yöntemleri ve kürtajların artmasına neden oluyor” şeklinde konuştu.